ZİLE BASIP KAÇANLAR KONSER DRAMATURJİ NOTLARI

 

Konserin Genel Çerçevesi:

–  Bu proje, Türkiye’de 90’lar pop ve rock[1] müziğinde sözüyle, müziğiyle, icrasıyla öne çıkmış kadın müzisyenleri ve onların şarkılarını ele alır. Bu dönemde, pop ve rock müzik alanında daha fazla kadın müzisyenin kadınlığa dair dertlerini, rahatça ifade edebilmesinin bu müziği dinleyen tüm kadınları güçlendirdiği inancından yola çıkar.

 

–  90’lı yıllar Türkiye için siyasi anlamda oldukça karmaşık bir dönemdir. Bir yanda suikastler, katliamlar, diğer yanda iç savaş ve iktidar kavgalarının arasında geçen bu sürecin etkileri genellikle pop ve rock müzikte görülmez. [2]Bu nedenle, bu çalışma kapsamında, dönemin pop ve rock müzikteki yansımalarını aramaktan ziyade, şarkıların kadınlıkla ilgili söylediği ortak temalardan hareketle bir konser çerçevesi oluşturulmuştur. O dönemde yayımlanmış dergiler incelenip dönemi anlatan kitaplar okunduğunda ve 90’larda kadın hareketinde yer alan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda[3] kadın gündeminin günümüzle ortak noktalara sahip olduğu görülmüştür. Konserin tematik bölümleri bu benzer temalardan hareketle oluşturulmuştur.

 

–  90’lı yıllar, kadın hareketinin bir yandan kurumsallaştığı, diğer yandan kadınların örgütlediği eylemlerin basında yer bulduğu ve kadınların bu mücadelesinin, yaşanan katliamlar, iç savaş vs. ile karşılaştırıldığında “zararsız bulunduğu” yıllardı. Devletin, bu mücadeleyi “engellemeyerek” örtük bir şekilde desteklemesiyle de beraber, kadın hareketi kendini ifade etme ve güçlenme için yeni kanallar bulabildi. Bu dönemde yayımlanan dergiler, kadın eserleri kütüphanesinin açılması[4]bu duruma örnek olarak verilebilir.

 

–  Türkiye’de ’80 darbesinin ardından baskı ve yıldırma politikaları sonucunda susturulan toplumun, “izleyen” konumda oluşu, 90’larla birlikte fiziksel ve içsel bir “izleme” haline dönüşür[5]. 1989’da açılan Magic Box ilk özel televizyondur. Bunun ardından peş peşe açılan özel radyo ve TV’ler genellikle halkın gerçekliğini yansıtmadığı gibi, gündemi belirleme, toplumsal algıyı yönlendirme ve değiştirme adına önemli rol oynarlar. Bu durum, artık TRT tekeline bağlı olmayan müzik dünyası için öncelikle olumlu sonuçlar verir. Çokça yeni müzisyen kendine ekranlarda yer bulur. Tüketim çılgınlığının da dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından teşvik edildiği bu ortamda, pop tabiri caizse “patlar”.[6] Bu patlama birçok genç ve yetenekli yeni müzisyeni müzik dünyasına kazandırır.

 

–  Görsellik ve “imaj”ın öne çıktığı pop müzikte starlık sistemi başlar. Kliplerin imaj oluşturmada çok önemli bir yer bulduğu bu sistemde, alternatif duruşları olan müzisyenler olsa da, klipler genellikle bu görmezden gelip izleme haline ve zaman zaman ataerkil algının beslenmesine ciddi katkılar sunar.

 

–   Toplumsal olaylara genellikle sırtını dönen pop müzik bir anlamda, gerçekleri yok saymak için bir “perde” işlevi de görür. Anaakım medyanın görmezden geldiği Cumartesi Anneleri için Sezen Aksu’nun bestelediği “Cumartesi Türküsü” ile anaakım medyanın yönlendirdiği algıyı destekleyen İzel-Çelik-Ercan’ın “Biz Buradayız, Gitmeyiz”i ve Kenan Doğulu’nun tekrar düzenlediği “10.Yıl Marşı” gibi çeşitli tekil örnekler, Türkiye gündemine dönük şarkılar olsalar da pop müziğin genel atmosferinde bu örneklerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.[7] Bu sebeple bu “izleme” hali konserin genel çerçevesi oluşturulurken ele alınan temel noktalardan biri olmuştur.

 

–  Konserde icra edilen şarkıların kadın bestecileri, söz yazarları ve icracılarının kendilerini “feminist” olarak tanımlamadıklarını belirtmek gerekir.[8] Şarkılarında kadınlık durumlarını muhalif bir çerçeveden anlatsalar da kendilerini feminist diye tanımlamadıklarını sıklıkla dile getirmişlerdir. Ancak, konserde yer alan şarkıların tamamının söz yazarı, bestecisi ya da icracısı olan kadınların kadın meselelerine dair bir duyarlılıklarının olduğu, feminist bir söylem kurdukları, böylelikle de bu müziği dinleyen kadınları güçlendirdikleri şeklinde bir değerlendirme yapılabilir.

 

–  Konserde yer alan şarkıların bir kısmı, sözlerinden yola çıkılarak tarafımızca tekrar yorumlanmıştır. [9]

 

 

90’lar Pop ve Rock Kadın Müziğine Dair Notlar:

 

–  90’larda özellikle gündelik hayatın ahlakçı kurallarına başkaldıran şarkıları sıkça görmek mümkündü. Aylin Livaneli’nin “Bana Müsaade”,  Aşkın Nur Yengi’nin “Ayıpsın Ayıp”, Seden Gürel’in “Çalkala”, Candan Erçetin’in “Umrumda Değil”, Yıldız Tilbe’nin “Yürü Anca Gidersin” gibi şarkıları buna örnek olarak verilebilir.

 

–  90’larla birlikte kadın şarkılarındaki “sen” ya da “biz” öznesinin yanı sıra “ben” öznesinin de sıkça kullanıldığı, kadınların bireysel hayat hikâyelerinden yola çıkarak bestelenmiş şarkı örneklerine rastlamak mümkündür. Bu değişim, “Deniz”in çıkış şarkısının “Bendeniz” olması da tesadüfi değildir.  Burada “ben” öznesinin öne çıkmasından kasıt, kadın müzisyenlerin iç dünyalarını anlatmalarıdır. Diğer şarkılar da “ben”in derdini anlatsa, burada kast edilen müzisyenin kendilerine dışarıdan bakarak, iç dünyasını söze dökmesidir. Konser repertuarımızda bulunan Umay Umay’ın “Düşmedim Daha”sı, Sertab Erener’in “İncelikler Yüzünden”i bu kapsamda değerlendirilebilir.

 

–  Geçmişten günümüze artarak devam eden kadın cinayetleri, zorla evlendirilen kız çocukları ve kadının kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmasına dair tartışmalar sıkça yapılıyordu. Bu meseleler, Sezen Aksu’nun “Namus” ve “Ben Annemi İsterim” gibi şarkılarında kendine yer buldu.

 

–  90’lar kadın pop şarkılarında kadın meseleleri hicivli bir dille de kendine yer bulmuştur. Ataerkinin çıldırttığı kadınların izlerini şarkılardan sürmek mümkündür. Sezen Aksu’dan “Adem Olan Anlar”ı gerek sözü gerekse klibiyle bu durumun en bariz örneğini teşkil eder. Zuhal Olcay’dan dinlediğimiz ve sözleri Leyla Tuna’ya ait “İyisin” de maruz kaldığı muameleden bıkmış usanmış, çıldırmış bir kadını ele alması bakımından benzerdir.

 

–  Naim Dilmener  “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş-Hafif Türk Pop Tarihi” kitabında 90’larda artık DEV-YOL’un değil, SEV-YOL’un olduğundan bahseder. 90’lar pop ve rock müziğinde kadınların kendini cesurca ve cüretkâr bir biçimde ifade ettiği değerlendirmesi yapılabilir. Bu dönemde yapılmış bestelerde pek çok kadın “aşk” temasını kullanmış, bunu yaparken utana sıkıla değil, gayet cesur cümlelerle kendilerini, aşklarını, arzularını dile getirmişlerdir. Kadın ağzından erkeklere laf atan ve alışılanın aksine, cinsel arzunun erkeğe yöneltildiği Sibel Tüzün’ün “Kaçın Kurası”,  Nazan Öncel’in “Erkekler de Yanar” ve Sezen Aksu’nun “Hey Seni Yerler”, “Beni Al, Onu Alma” ve “Erkekler” şarkıları da bu kapsamda değerlendirilebilir. Tarkan’dan dinlediğimiz, ancak sözleri Sezen Aksu’ya ait “Hepsi Senin Mi?” şarkıyı icra eden kişi erkek de olsa, bir kadın bestesi olması bakımından dikkat çekicidir. Sezen Aksu, kendi ağzından yazdığı bu şarkıyı bir erkeğe söyletmiştir.

 

–  Sezen Aksu’nun, sözleri kendisine ait “Erkekler” şarkısını, İbrahim Tatlıses’e söyletmesi de oldukça ironik bir durumdur. Aslında, sözleri Sezen Aksu’ya ait iki tane “Erkekler” şarkısı bulunmaktadır. Sezen Aksu, kendi söylediği “Erkekler” şarkısında;

 

“Elimi sallasam ellisi,

başımı sallasam tellisi,

Erkekler,

Ooof, içim sıkılıyor”

 

derken; İbrahim Tatlıses’e söylettiği şarkıda,

 

“Yahu kadın beni dinle kendine gel hey

Ben erkeğim hemen önümde eğil diz çök

Bak kızıyorum evinde otur çocuk doğur hey

İşin gücün yok mu senin bir sıcak cay dök,

Birleşin arkadaşlar erkeklik gidiyor elden”

 

demiştir. Bu durum, kimileri tarafından sanatçının nabza göre şerbet verdiği şeklinde değerlendirilirken, sanatçının yaptığı işleri bütünlüklü olarak değerlendirdiğimizde bu durumun “ince bir alay” olduğunu söyleyebiliriz.

 

–  90’larda sözleri, Mustafa Sandal’a ait olan ve Yonca Evcimik’in seslendirdiği, “Bandıra Bandıra” cüretkârlığı sebebiyle hayli tartışılmış ve sonunda Yonca Evcimik’e “Bu bir çocuk şarkısıdır.” dedirtmiştir.[10]

 

KONSER:

Konserin repertuarı oluşturulurken, 90’lar pop rock müziği içerisinde yer almış kadınların şarkıları ele alındı ve incelenen şarkılar beş tema etrafında toplandı. Bütün bu temalar 90’lardan günümüze uzanan bir olgu olarak “izleme, görmezden gelme” genel çerçevesi içerisinde görüntülerle, bestelerle ve teatral ögelerle desteklendi. Bu genel çerçeveyi daha iyi anlatabilmek için beste denemeleri yapıldı.[11]

 

 

Deli Kadınlar:

Bu bölümde, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin, kadının toplumdaki yerinin, “izleme ve görmezden gelme” halinin çıldırttığı kadınlar ele alındı. Bu bölümde sistemin tutarsızlıkları, zaman zaman çürümüşlüğü ve kadınlara karşı “adaletsizliği” ile dalga geçen ve bu durumu tiye alan şarkılara yer verildi.

 

 

“Cüretkâr” Kadınlar

Bu bölümde kadınların arzularını cesurca, çekinmeden kadın ağzıyla dile getirmesi ele alındı. Özellikle kadınların kendi cinselliklerini, arzularını anlattıkları, erkeklere laf attıkları şarkılar tercih edildi.

 

İsyankâr Kadınlar

Bu bölümde kadınların isyanı ele alındı. Gerek sokaklarda yaşayan ve yaşadığı muameleye isyan eden gerekse savaşta “kaybedilen” çocukları için isyan eden kadınlara bu bölümdeki şarkılarla yer verildi.

 

Bu bölümde yer alan “Kınalı Bebek” şarkısı sözleri itibariyle günümüzde ve 90’larda savaşlarda ölen çocuklara bir ağıt niteliğinde yorumlanmış ve bu durumu vurgulayabilmek amacıyla şarkının girişine bir “ağıt ninni” bestelenmiştir.

 

 

Hevesi Yarım Kaldı:

Bu bölümde şiddete uğrayan, genç yaşta evlendirilen kadınları anlatan ve kadın bedeni üzerindeki tartışmaları içeren şarkılara yer verildi. Şiddet teması gerek bölümün giriş bestesiyle gerekse görüntü kullanımı ile desteklendi.

 

Ben, Daha Ben:

“Deli Kızım Uyan” Şebnem Ferah’ın bu şarkıyı kanserden ölen ablası için yazdığı bilinmektedir. Konserimizde bu şarkı kadın cinayetleri sonucu ölen kadınlara bir ağıt niteliğinde ele alınmıştır.

 

”Ardıç” bireysel deneyimlerden yola çıkarak bugünün ve 90’ların kadın hareketinin de merkezinde yer alan kadın bedenine eril müdahalenin ele aldığı bir söz-beste çalışmasıdır.

 

Bu bölümde kadınların bir birey olarak kendilerini ifade ettikleri, kendi hikâyelerini anlattıkları şarkılara yer verildi.

 

 

 


[1] Pop ve rock müzik, folk kanadıyla birlikte, tarihsel bağlamda Türkiye popüler müziğini oluşturan kanallardandır. Bkz. 45’lik Şarkılar

[2] Memet Ali Birand- 28 Şubat Belgeseli

[3] Arkaplan notları.

[4] 90’lı yıllarda Feminizm Aktarım Notları.

[5] Kötü Çocuk Türk kitap notları

[6]Murat Meriç söyleşisi

[7] Murat Meriç söyleşisi

7Burcu Yıldız, “Türkiye Popüler Müziğinde Aykırı Kadınlar, sf.141-161, Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar,

[9] Deli Kızım Uyan,  Şebnem Ferah

  Kınalı Bebek, Demet Sağıroğlu

 

[10] Murat Meriç söyleşisi

[11] Beste yazısı