“Burası Wet’suwet’en toprakları.
Biz silahsızız.
Biz barışçılız.
İşgalci olan sizlersiniz”
(Eve Saint)

 

Kanada’da British Columbia’da yapılması planlanan Coastal GasLink boru hattına karşı yerli halkların önderliğinde ciddi bir direniş sürüyor. Coastal GasLink projesi LNG Kanada Projesi’nin bir parçası ve British Columbia’nın kuzeydoğusundan çıkarılan doğal gazın yine British Columbia’nın Kitimat ilçesindeki terminale taşınmasını hedefliyor. Doğal gaz Kitimat’tan denizaşırı ülkelere pazarlanacak. Projenin British Columbia’da çok büyük oranda karbon salımına neden olacağı söyleniyor ve bu yüzden de proje bir “karbon bombası” olarak nitelendiriliyor. Şubat ayının başında Kuzey Amerika’nın önde gelen enerji şirketlerinden birisi olan TC Energy’nin 670 km ve 4.7 milyar dolar değerindeki bu tartışmalı projesinin başlatılması için Wet’suwet’en halkının egemen olduğu topraklara Kanada güvenlik güçleri tarafından çok sert bir şekilde müdahale edilmişti. Yapılan müdahale sırasında yerli halktan onlarca kişi tutuklandı. Güvenlik güçlerinin gerekirse öldürme emriyle alana çıktıkları bu sert müdahale sonucunda boru hattına karşı muhalefet ulusal ölçekte bir eylemlilik formunu aldı. Aslında Wet’suwet’en halkına destek için Kanada’da birçok eylem yapıldı fakat Tyendinaga kasabasındaki Mohawk topluluğu eylemlerini Kanada’nın Ontario eyaletine bağlı Belleville şehri ve British Columbia eyaletine bağlı New Hazelton ilçesindeki tren yollarına taşıyınca Wet’suwet’en direnişi siyasilerin ve şirket temsilcilerinin göz ardı edemeyecekleri bir boyuta ulaşmış oldu. Hükümet yetkililerinin ve şirket temsilcilerinin bu eylemlere karşı kurduğu söylem ise “ekonomik kırılganlık” teması etrafında şekillendi.

British Columbia bölgesi Kanada’nın diğer bölgelerinin aksine Kraliyet ile Yerli halkların üzerine anlaşma yapmadığı toprakları içeriyor. Bunun nedenlerinden biri olarak bu bölgedeki sömürgecilik tarihinin oldukça acımasız olması gosteriliyor. 1862’de British Columbia’daki bir başka sehir olan Victoria’da -sömürgeciler tarafından bulaştırıldığı düşünülen- çiçek hastalığı baş gösterdiğinde hastalığı geçiren yerliler, halklarının yaşadığı topraklara geri gönderilmiş ve gittikleri yerlerdeki halkı da hasta etmişlerdi. Bu hastalık sonucu 30.000’e yakın kişi ölmüştü ve ölenlerin 60%’ı yerli halklardandı. Bu katliamdan sonra sömürgeciler antlaşma yapılmasını gerektirecek bir yerli nüfusun artık olmadığına karar vermişti. Fakat o dönemde verilen bu karar sonrasında, Wet’suwet’en halkının 22.000 kilometre karelik bir alanı kendi toprakları olarak ilan etmeleri sonucunu doğurdu. Coastal GasLink projesi işte bu topraklardan geçiyor. Üstelik söz konusu toprakların egemenliği 1997 yılında Kanada Yüksek Mahkemesi tarafından Wet’suwet’en halkına verilmiş. Wet’suwet’en kabilelerinin hiçbiri kendi egemenliklerindeki bu topraklar için şirkete onay vermiş değil. ‘Anuc niwh’it’en adı verilen Wet’suwet’en kanunları bağlamında beş kabile de boru hattı önerilerini geri çevirmiş ve Coastal Gaslink projesinin topraklarından geçmesine karşı çıkmış. 2007’den bu yana düzenledikleri panellerle, çektikleri videolarla, websiteleri ile ve kamp turları ile Wet’suwet’en halkı kamuoyunu bu proje konusunda bilgilendirmeye ve karşı çıkışlarının nedenlerini anlatmaya çalışıyor. Fakat olayı karıştıran nokta projeye 22 yerli grup konseyinin verdiği onay. Direnişçiler onayı veren bu grupların yalnızca “Yerli Yasası” [Indian Act] kapsamında sadece yönettikleri rezervlerde hak sahibi olduklarını söylüyorlar. Yerli Yasası aynı zamanda rezerv sistemini, zorunlu yatılı okulları ve grup konseyi gibi sömürgeci yapıları da da kuran yasaydı. Fakat soya dayalı bir kurumsal kimlikleri olan ve projeye karşı çıkan Halk Şefleri’nin bu topraklar üzerindeki hakları mahkeme kararları ile kabul edilmiş durumda.

Kanada Başbakan’ı Justin Trudeau yaptığı açıklamada barışçıl protestoların Kanada demokrasisinin olmazsa olmazı olduğunu ifade etti fakat yerli halkların direnişine karşı hukukun üstünlüğünün önemini hatırlattı. Wet’suwet’en halkına destek olmak için tren yollarını bloklayan Mohawk halkı ise tren yolunu boşaltmalarını salık veren mahkeme emirlerine itaat etmeyeceklerini, söz konusu toprakların kendi toprakları olduğunu ve Wet’suwet’en halkının talepleri yerine getirilene kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade ettiler. Yerli halk temsilcileri ve destekçileri ise Kanada’nın kuruluşundaki hukuksuzluğu hatırlatarak ülkenin sömürgeci yerleşimci tarihine işaret ettiler. Ryerson Üniversitesi’nden Pamela Palmater Democracy Now’a verdiği röportajda aslında bu direnişin bir boru hattı karşıtı direnişten çok daha fazlası olduğunu, direnişin yerli halkın toprakları üzerindeki egemenliklerini ve toprak haklarını korumasıyla ilgili olduğunu ifade etti. Palmater Trudeau’nun bahsettiği hukukun üstünlüğünün şirketleri ve sömürgeci pratikleri meşrulaştıran bir hukuk tanıma biçimi olduğunu belirtti. Yerli halkın egemen oldukları topraklardan zorla çıkartılmasının Birleşmiş Milletler’in Yerli Halkların haklarıyla -ki bu haklar topraklarıyla ilgili müdahalelerde yerli halkların özgür, önceden ve bilgiye dayanan onayını zorunlu kılıyor- ilgili deklarasyonuna tamamen aykırı olduğunu, hukukun asıl bu noktada ihlal edildiğini söyledi.

Kanada Ticaret Odası Başkanı Perrin Beatty, trenyolundaki direnişin Kanada ekonomisi açısından olağanüstü hâl yarattığını ve Kanada’yı uluslararası piyasada “güvenilir bir tedarikçi” olmaktan giderek uzaklaştırdığın ifade etti. Toplu taşıma sirketi Via Rail, Montreal-Toronto ve Toronto-Ottowa hattındaki 256 treni iptal etti. Şirketin aciklamalarina gore bu durumdan 42.100 yolcu etkilendi. Kanadalı şirketler trenyolundaki direnişin hem kendilerine milyonlara mal olduğundan hem de kendilerini uluslararası ortaklarına karşı zor duruma düşürdüğünden, ülkeyi müşterilerin karşısında işlerini idare edemeyen bir “muz cumhuriyeti” durumuna soktuğundan şikayetçiler. Ticari ürünlerin nakliyesinin yapıldığu tren yollarının çalışmaması karşısında, şirket temsilcileri “zarar çok büyük, giderek de büyüyor” diyerek olayın vehametinin altını çiziyorlar ve durumu katastrofik olarak nitelendiriyorlar. Aslında, Kanadalı şirketler çok sık gördüğümüz bir şeyi yapıyorlar ve ekonomiyi toplumun en önemli ve en kırılgan değeri olarak kurararak Wet’suwet’en liderliğinin ve Mohawk topluluğunun mesajlarını gölgelemeye çalışıyorlar.

Oysa, boru hattına direnen yerli haklar için zarar şirket temsilcilerinin altını çizdiği milyonlardan, piyasadaki kredi kaybından, işletme kapasitesinden çok başka birşey. Yerli halklar için toprak bir mülk değil, insanlar ve diğer canlılarla ilişki içinde yaşayan bir varlık. Bu ilişki biçiminde toprak kendisinden faydalanılabilecek bir kaynak olarak değil, yaşamın devamını sağlayan ve o yüzden de saygı ve ilgi gösterilmesi gereken bir canlı. Unist’ot’en kampı sözcüsü Freda Huson toprakla ilişkilerini şöyle tanımlıyor: “Bizim halkımız kendilerinin toprağın bir parçası olduklarına inanıyorlar. Toprak bizden ayrı birşey değil. Toprak bizim yaşamımızı devam ettiren şey. Ve biz ona iyi bakmazsak, o da bizi yaşatamaz ve bir jenerasyon olarak ölürüz.” Yazar Leanne Betasamosake Simpson da eylemleri şu cümlelerle açıklıyor: “Bu boru hatları ile, işle, sıkıntı çıkarmakla ya da mesajımızı en iyi şekilde duyurmakla ilgili birşey değil. Bu gelecek jenerasyonlara sağlayacağımız toprakla ve yaşamla ilgili birşey. Bu içinde yaşamak istediğimiz dünya ile ilgili birşey.” Dolayısı ile Wet’suwet’en halkı boru hattına çıkar üzerinden değil ilkesel olarak karşı çıkıyor ve bu karşı çıkışın temelindeki argümanları yok sayıp onları ekonomik kalkınmaya ve istihdama engel olan bir takım sözdinlemezler olarak nitelendirmek yalnız Wet’suwet’en halkı için değil insanlık için kaçırılan bir fırsat. Wet’suwet’en halkı bu projelerin temelindeki değerleri sorgulayan bir eylem içerisindeler, bu projeden aldıkları payla ilgili bir mücadele içinde değil. Kanada’nın yerli halklarla ilgili olarak Hakikat ve Uzlaşma sürecine girdiği bu dönemde Wet’suwet’en direnişçilerinin maruz kaldığı şiddet ve Coastal GasLink dayatması aslında uzlaşma sürecine dair birçok sorunu da ortaya koyuyor. Wet’suwet’en halkının direnişi, Kanada hükümetinin bu bağlamdaki samimiyetini de test eder nitelikte. Kanada hükümetinin önüne koyduğu Hakikat ve Uzlaşma sürecine dair çok önemli sorular barındıran bu eylemliliğin ekonomik aciliyet söylemiyle gölgede bırakılmaya çalışılması bilinmedik bir taktik değil fakat yine de eleştirilmesi gereken bir tutum. Zira ekonominin hayatın her alanınınn merkezine oturduğu, piyasa değerinin tüm değerlerin üzerinde tutulduğu bir bağlam, adalet ve eşitlik ile ilgili soruların sürekli ekonomik hassasiyetler nedeniyle ikincilleştirilmesine neden oluyor ve alternatif bir dünyayı düşünmeyi imkânsız hale getiriyor.

Referanslar

Emerald Bensadoun. “Indigenous Land Conflicts to Persist Unless Sovereignty Addressed, Wilson-Raybould Says.” 16 Şubat 2020.
Indigenous land conflicts to persist unless sovereignty addressed, Wilson-Raybould says

John Clarke, “Rail Blockade: Indigenous Resistance Shakes the Canadian State,” 17 Şubat 2020. https://www.counterfire.org/news/20901-rail-blockade-indigenous-resistance-shakes-the-canadian-state

Andrew Frank. “Inconvenienced by Indigenous Rights Blockades? Thank Premier Horgan for Your Troubles.” 15 Şubat 2020.
https://www.straight.com/news/1360896/andrew-frank-bc-ndps-disrespect-need-indigenous-consent-undermines-reconciliation

Joshua Freeman. “Protesters March on Queen’s Park in Support of Wet’suwet’en.” 17 Şubat 2020.
https://www.cp24.com/news/protesters-march-on-queen-s-park-in-support-of-wet-suwet-en-1.4815717?fbclid=IwAR11AEAGw4Lb-PRghbWefgJ4t81893jK5bUYSQHsKbQIw1M0fFnq1YMrvPQ

Mark Gollom, “’An Emergency for the Canadian Economy’: Rail Disruption Hurting Industries, groups say,” 13 Şubat 2020.
https://www.cbc.ca/news/business/disruption-rail-industries-economy-1.5461212?__vfz=medium%3Dsharebar&fbclid=IwAR2wRDALOH8X6ZTVCK4QuH1fpW4OpvKZ5pK7c8rEQTFkjVdi0gJfCRHDtbo

Leanne Betasamosake Simpson, “Being with the Land, Protects the Land.” 21 Şubat 2020. https://abolitionjournal.org/being-with-the-land-protects-the-land-leanne-betasamosake-simpson/?fbclid=IwAR1z-96TMH2tCbtBfKfJqNbGr8q4P0odAdJAjUpGVelGLHOtPgEzNvVs4-M

“The Wet’suwet’en Fight Against New Pipeline Spreads Across Canada with Blockades & Occupations,” 13 Şubat 2020.
https://www.democracynow.org/2020/2/13/wet_suwet_en_territory_pipeline_opposition?fbclid=IwAR37SEPGUCDx6b0St84T4jFoj9bv24BEJJbS3TW_g92DMXeWQiAie4-S1N8

“Wet’suwet’en Supporter Toolkit 2020.”

Wet’suwet’en Supporter Toolkit 2020