Beliz Güçbilmez Zaman Zemin Zuhur1 kitabının “Geçmişin Tiyatrosu Olarak Bellek, Belleğin Temsili Olarak Tiyatro” adlı makalesinde “Tiyatro” kelimesinin hem temsil sanatının icra edildiği mekân hem de temsil sanatının kendisi olduğunu söyler. Antik Çağ’dan bu yana mekân ve sanatın iç içe geçtiği sanatlardan biri olan tiyatro, Mart 2020 itibariyle dünyada ve Türkiye’de mekânından ayrılmaya ve zorlu koşullar altında, dijital ortamda varlığını sürdürmeye mahkûm oldu. Dijital ortamda tiyatronun mümkün olup olmadığı, üretilen eserlere nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda birçok makale, yazı, yorum oluşturuldu. Dijital ortamda tiyatro üretimi mümkün müydü?

Kişisel kanaatime göre mümkündü ve hâlâ mümkün. Ancak bu yazının konusu bu değil. Tiyatro sanatı ile üniversite yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO) bünyesinde tanıştım. Mezuniyetin ardından yarı profesyonel sanatçı ve tiyatro eğitmeni olarak BÜO kapsamında eğitmenlik yapmaya devam ettim. Pandemi döneminde tiyatrolar perdelerini kapatmak zorunda kaldığında, BÜO’da üretim ve eğitim durmadı; ben de yeni bir araştırmanın içine girdim: online tiyatro eğitimi. Üniversite öğrencilerinin pandemi koşullarında üretim yapmaya devam etmedeki kararlı duruşu sayesinde 2020 senesinin BÜO eğitim prodüksiyonu …İş Ararım, İş… çevrimiçi ortama uyarlandı; BÜO’nun “video adaptasyon”2 ismini verdiği dijital tiyatro, Haziran 2020 itibariyle BÜO YouTube sayfasında yayınlandı. Yıllardır kokusu ve dokusu değişmeyen Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatro Salonu’nda geçirilen prodüksiyon dönemi (akademik takvimin Şubat, Mart ve Nisan ayları) bu sefer biraz uzatmalı olarak, online iletişim araçları kullanılarak tamamlandı. Dolayısıyla, her sene kulüp üyelerine verdiğimiz eğitimi -doğrusuyla yanlışıyla- çevrimiçi ortama adapte etmiş, taşımış olduk. Bu yazının içeriğini işte bu çevrimiçi ortamın tiyatro eğitimine ve sanatına kazandırdıkları, bu eğitimi ve sanatı zorlayan/kısıtlayan noktalar oluşturacaktır.

Yazıyı kaleme almadan önce derinleşme sağlaması için yaptığım araştırmalar sırasında, yabancı dillerde yazılmış birçok kaynağa rastladım; ancak dijital tiyatro eğitimi üzerine yazılmış sınırlı sayıda Türkçe yazıya/makaleye ulaştım. Toparlayıcı kaynaklardan biri, Bülent Sezgin’in kaleme aldığı “Uzaktan Eğitimle Tiyatro ve Drama Eğitimi Mümkün mü?” adlı yazı. Bülent Sezgin yazısında, tiyatro eğitimi veren akademik kurumların online eğitime nasıl devam ettiklerini ve online tiyatro hakkındaki görüşleri tartışıyor. Kimi tiyatro eğitmeni online ortamda verilen oyunculuk eğitiminin artık tiyatroya yönelik değil, kamera önüne yönelik bir eğitim olacağını; bedensel ifadenin kısıtlanacağını, diksiyon ve vokal alt metin çalışmalarının yetersiz kalacağını iddia ediyor ve online tiyatro eğitiminin mümkün olmadığını belirtiyor. Bazı tiyatro eğitmenleri ise bu eğitimin uzaktan da gerçekleştirilebileceğini, bu çalışmaların bir ön hazırlık olarak kurgulanabileceğini ve verilen ödevler ile eğitmen-öğrenci diyaloğunun kurulabileceğini vurguluyor. Bununla birlikte, online tiyatro eğitimi hakkında bilgi almak için genelde İngilizce webinar’lar ve kaynak önerilerini toparlayan siteler mevcut3. İncelediğim webinar’lardan biri University of Leeds’te eğitim veren Jonathan Pitches’ın “Teaching Theatre Skills Online” başlıklı konuşmasıydı. Pitches bu webinar’da, 2014 yılında gerçekleştirdiği, 90 farklı ülkeden 30.000 öğrencinin katıldığı üç haftalık bir online tiyatro atölyesindeki deneyimlerinden bahsediyor. Bu deneyimlerinden hareketle, online tiyatro çalışmalarının oyuncular ve oyuncu adayları için gayet yaratıcı, öğretici ve geliştirici olduğunu iddia ediyor.

Aşağıda değineceğim noktaların, özellikle Bülent Sezgin’in derlediği sorular ile düşünülebileceğini belirtmek gerekir. Zira BÜO’nun online çalışmaları sırasında yazıda belirtilen kaygılar birer sorun olarak ortaya çıktı; ancak aynı zamanda Pitches’ın değindiği yaratıcılık ve online eğitimin geliştirici yönü de çoğu zaman çalışmalara hâkimdi. Bu bağlamda, yazının devamında BÜO’nun online çalışmalarındaki deneyimlerimden yola çıkarak çevrimiçi tiyatro eğitiminin sınırlarını ve olanaklarını tartışacağım.

Dördüncü Duvarın Genişliğinden Dört Köşe Ekranın Darlığına

Mart 2020 sonundan Temmuz 2020 başına kadar süren …İş Ararım, İş…’in online çalışmalarında karşılaştığımız, hem oyuncuların hem de biz çalıştırıcıların not ettiği zorlayıcı üç noktadan söz edilebilir: İlki, çevrim içi ortamda fiziksel kullanımın darlığı ve oyunculuk yorumunda yaşanan kafa karışıklığıydı. Mart ayında ilk Kovid19 vakası açıklandığında ve gönüllü karantina sürecimiz başladığında, …İş Ararım, İş…’in kurgusu, pandemi koşullarının belirsizliği ve üyelerin internet erişimi, bilgisayar, telefon vb iletişim araçlarına ulaşımları göz önünde bulundurularak, öykünün büyük çoğunluğunun online ortamda geçtiği bir yapıda düzenlendi. Telefon konuşmaları, online uygulamalar ile yapılan görüşmeler, online mülakatlar yoğunluklu olarak hikâyeyi akıtan unsurlar oldu. Ancak …İş Ararım, İş… rejisinin de değerlendirdiği üzere, bu yapı ve bu format fiziksel kullanımı zorluyor ve sınırlıyordu. BÜO, ‘normal’ dönemlerde sahnelediği oyunlarda sahnelerin yorumuna göre yer yer grotesk, yer yer stilize, yer yer bu unsurlardan arınmış, “yalın” diyebileceğimiz farklı skalalarda fiziksel eylemlerin bulunduğu oyunculuk yorumlarına yer verir. Aynı zamanda hareketin, farklı ritimlerin, dans unsurlarının ağırlıklı olduğu sahneler oluşturmayı hedefler. Ancak pandemi dönemi çevrim içi çalışmalarında ilk zorlayıcı nokta, tam da alışık olunan bu yorum üzerine yaşanan kafa karışıklığı oldu. Oyuncular bedenlerini ne kadar kullanacaklardı? Stilize oyunculuk yorumu kamera karşısında ne kadar geçerli olacaktı? Zira bazı yorumlar kamera karşısında oldukça grotesk kalıyor ve parodiye yakın bir anlam oluşmasına neden oluyordu. Ayrıca oyunculukla yeni tanışan kalabalık bir kadronun olması, oyuncuların evlerinin uygunluğu, yapının sosyal medya düzlemi üzerine kurulmuş olması gibi sebepler de oluşturulacak oyunculuk yorumunu etkiliyordu. Bütün bu sebeplerden dolayı hem BÜO rejisi hem de çalıştırıcılar olarak daha güvenli; zorlu çalışma koşulları altında oyuncuları ve çalıştırıcıları zorlamayacak bir yorum aramaya yöneldik. Oyuncular fiziksel hareketten uzak durarak fiziksel eylemleri icra edecek, çoğu zaman oturacaklardı. Ancak en nihayetinde sürekli oturularak oynanan sahneler ve fiziksel ifadenin kısıtlı kullanıldığı oyunculuk yorumu, ortaya çıkan üründe bir izlenme/takip problemi yarattı. Bu nedenle önümüzdeki dönemlerde – iç jargon ile ifade etmek gerekirse- “BÜO üslubu” dediğimiz, fiziksel ifadelerin ağırlıklı olduğu oyunculuk yorumu üzerine nasıl bir online çalışma yürütüleceği araştırma konusu olacak.

Online tiyatro eğitimi verirken ve çevrim içi ortamda oyun hazırlarken eksik olan ve geliştirilmesi gereken bir ikinci nokta olarak, çoklu sahneleme olanaklarının kısıtlılığı not edilebilir. BÜO rejisinde sahneler tablo mantığı diyebileceğimiz bir formatta kurulur: Farklı odaklar aynı anda sahnede bulunur; birbirleri ile ilişki içindedirler ya da değillerdir, ancak bunların seyirci tarafından aynı anda görülmesi bütünlüklü bir anlam çıkarır. Online ortamda bu mantıkta bir sahnelemeye ulaşmak ne kadar mümkündü? Zira seyircinin izleyeceği sahneler bir ekranda, çevrim içi iletişim araçları vasıtasıyla kuruluyordu. Oyuncular yan yana gelmeden, ayrı ekranlardan bir anlam yakalamaya çalışıyorlardı. Ayrıca video editing çalışma esnasında gerçekleşemediği için sahnenin son hali ancak hayal edilebiliyordu. Çevrim içi çalışmalarda kısıtlı internet erişimi, yavaş bağlantılar sebebiyle tiyatronun merkezi olan etki-tepkinin oluşması bile zor sağlanırken, çoklu sahneleme denemelerine ve tablo oluşumuna alan açılabildiği pek söylenemez. En nihayetinde, video editing sayesinde seyircinin göreceği tabloda anlamlı bir mizansen yakalandığı söylenebilir. Ancak en fazla dört kişiden oluşan bu yorumların, sahne üzerinde sadece mizansen ile sınırlı kalmadan, kalabalık ve farklı unsurlarla kurulan sahne ile benzer bir etkiyi taşımadığını belirtmek gerekir. Böyle bir yorumu oluşturmak için, oyuncuların sağlıklarını tehlikeye atmadan verilebilecek bir çevrim içi tiyatro eğitimi mümkün mü?

Yukarıda bahsettiğim son tartışma, belki de üniversite tiyatroları için önemli olan ve online çalışmalar nedeniyle pek de gerçekleşemeyen bir noktayı tehlikeye atıyor: Amatör üretim ruhu. Fazla soyut duyulan bu kavramı, deneyimlerimden yola çıkarak açıklayacağım: BÜO’da her sene Nisan ayının başında sahnelenen oyunun hazırlıkları Mart ayı itibariyle hız kazanır: Oyunun ışık, dekor, kostüm tasarımı yapılır; tanıtımı başlar; kulis oyuna hazır hale getirilir; merkezi çalışmalar düzenlenirdi. Bu merkezi çalışmalarda, oyundan bir sahne çalıştırılır, diğer üyeler ise çalışmayı izlerken dramaturji, oyunculuk yorumu, öykü akışı vb üzerine yorumlar geliştirirdi. Bu, her bir üyenin belirli iş bölümleriyle dahil olduğu bir süreç olurdu. Ancak online çalışmalar ile oluşturulan bir oyunda benzer bir sürecin işlemesinin mümkün olmadığını belirtmekte fayda var. Bunun birçok nedeni olabilir: Öncelikle pandemi döneminde bütün oyuncuların dahil olduğu çevrim içi merkezi çalışmanın yapılacağı bir altyapı kurulmadığını ya da kurulamadığını belirtmek gerekir. Her ne kadar oyun metni her değiştirildiğinde kadro ile tartışılıyor olsa da kadroyu sahnenin oluşum sürecine dahil etmek oldukça zorlayıcı oluyor. Her oyuncu dahil olduğu sahnenin çalışmasına katılabiliyor, bu nedenle oyunun geneline dair sınırlı düzeyde yorumu, katkısı oluyor. Aynı zamanda altyapı eksikliği (internete erişim, yeterli teknolojik altyapıya sahip olmama), öğrencilerin aile evlerinde olması, oyuncuların kendilerini ekranda görmekten duydukları rahatsızlık vb. sebepler öğrencilerin üretim sürecine dahil olmasını engelliyor veya kısıtlı bir katılım imkânı sağlıyor. Bu da belki de özellikle oyun çalışmalarının ve tartışmalarının sadece reji grubunun odağında kaldığı, diğer kulüp üyelerinin gündemine sınırlı bir şekilde sirayet ettiği bir ortama sebep oluyor.

Yukarıda bahsettiğim üç noktanın da çözümsüz olduğunu söylemek istemiyorum. Mart 2020’de beklenmeyen bir şekilde karşı karşıya kaldığımız koşullar, alışık olmadığımız süreçlere adapte olma zorunluluğunu beraberinde getirdi. Ancak koşullar zorlayıcı olsa da özellikle üniversite tiyatrolarının üretim süreçlerinde merkez olan pratiklerin ve tartışmaların unutulmaması adına tarihe bir not bırakma niyetindeyim. Ayrıca, bu sürecin kazanımlarının olduğunu da söylemekte fayda var. Belki bu kazanımlar üniversite tiyatrolarında yer alan öğrencilere yeni çalışma alanları sağlarken farklı sanatsal denemelerin yapıldığı bir format da sunacaktır.

Tiyatroyu Ekrana Taşımak

Deneysel bir çalışmayı beraberinde getiren tiyatronun ekrana taşınma süreci yukarıda sıraladığım kısıtlamaların yanı sıra birçok kazanımı da beraberinde getiriyor. Aşağıda sayacağım noktaların yanında belki de en önemli kazanım, üniversite öğrencilerinin evlerine kapanıp belirsizlik içinde gelişmeleri izlemek yerine, koşullar dahilinde üretime devam etmeleri ve bu süreci bir öğrenme dönemi olarak görmeleri olabilir.

Tiyatro eğitimi açısından değerli noktalardan biri öğrencilerin, interdisipliner bir sanat anlayışına ve arayışına yönlendirilmesi olmuştur. …İş, Ararım, İş’in online çalışmalar esnasında, sinema sanatının ögeleri ile tiyatronun nasıl bir araya gelebileceğine dair bir araştırma başlığı doğduğu söylenebilir. Sinema sanatının sunduğu tartışmalar (sahneleri kimin gözünden izliyoruz, ekranda nasıl bir tablo oluşuyor, gibi sorular ve video editing çalışmasının oyunun rejisini büyük ölçüde oluşturması, kamera önü oyunculuk, müzik kullanımı, renk tercihleri vb.) her iki disiplin arasında geçişken ve tamamlayıcı, birden fazla unsurun bir arada bulunabileceği bir çalışma alanı sağlıyor.

Yukarıda bahsettiğim bu buluşma, beraberinde yeni bir üslup araştırmasını getiriyor. İlk bölümde de belirttiğim üzere oyunculuk anlamında bir keşif çalışması gerekiyor. Ancak tiyatro, sinema ve bunlara ek olarak müzik ve dans ögelerinin birleşmesiyle beraber hibrit bir yapı kurmak ve bunun içerisinden politik ve estetik tartışmalara girmek üniversite kulüpleri için büyük anlam taşıyor. …İş Ararım, İş… çalışmalarında her ne kadar böyle bir yapı eksik kurulmuş olsa da bu üslubun keşfi, çevrim içi tiyatro çalışmalarında kritik bir anlam taşıyor.

BÜO’da üzerine gidilmesi ve geliştirilmesi gereken çalışmalardan biri vokal çalışmalarıdır. Nefes kullanımı, volüm ayarı, ses aralığının geliştirilmesi, ses tellerine zarar vermeyecek bir ses kullanımı; bu teknik çalışmaların yanında zihinsel eylemin replik yorumlarıyla anlaşılır kılınması önemli çalışmalardır. Yukarıda bahsettiğim üzere fiziksel kullanımın bu kadar kısıtlandığı bir online çalışmada replik yorumları ve dolayısıyla vokal kullanımı önemli bir yerde duruyor. Bu anlamda, belki de sahne çalışmalarında belli bir seviyeye kadar üzerine gidilen sözel eylem çalışmaları, zihinde oluşturulan imgelerin karşı tarafa replikler aracılığıyla aktarılması, online ortamda üretilen bir tiyatro oyununun çalışmalarında ağırlık verilmesi gereken noktaların başında geliyor.

Sonuç Yerine

Her eğitim döneminin başında, yeni katılan kulüp üyelerine temel oyunculuk eğitimi vermeyi hedefleyen, deneyimli üyelere ise var olan deneyimlerini geliştirme imkânı sunan BÜO, 2020 senesinde çalışmalarını pandemi koşulları sebebiyle online ortama taşımış ve bu çalışmaların sonunda geliştirilecek birçok nokta not etmiştir. Sadece oyunculuk değil, aynı zamanda tiyatro sanatı üzerine entelektüel bir birikim oluşturmayı, oyunlarının organizasyonunu yapmayı, tiyatronun teknik başlıklarında da uzmanlaşmayı amaçlayan üyeler belirli bir noktaya kadar bu hedeflerine ulaşabilmiştir. Bu noktada belli sorular ortaya çıkmıyor değil: Verilen eğitimle oyunculuğun ötesine geçmiş olunuyor mu? Bu bir soru işareti -özellikle yeni üyeler için. Ya da yukarıda da bahsettiğim gibi, bu üretimi ve eğitimi bir ensemble ruhu oluşturacak şekilde geliştirmek mümkün mü? Bunun sınırları neler? Önümüzdeki dönemde de muhtemelen dört köşeli ekrana sığdıracağımız eğitimin hazırlıklarında bu soruların yanıtlanması gerekecek.

1 Güçbilmez, Beliz; Zaman Zemin Zuhur; Dost Kitabevi Yayınları; Ankara, 2016.

2 …İş Ararım, İş…’in yayın tarihi yaklaştığında bu yeni formata ne isim verileceği BÜO rejisi içerisinde bir tartışma konusu oldu. Zira bildiğimiz anlamda bir oyun değildi bu, video demek ise çok sınırlı kalıyordu. Ardından, Patrice Pavis’in Tiyatro Sözlüğü’nden yapılan araştırma ile birlikte …İş Ararım İş…’in online formatını “video adaptasyon” olarak tanımlamanın doğru olacağına karar verildi.

3 Brigham Young University’nin websitesinde bulunan, online tiyatro eğitimi hakkında yönlendirmelerin ve online tiyatro eğitimi üzerine içeriklerin bulunduğu kaynak oldukça faydalı: http://tedb.byu.edu/?page_id=1196
Ayrıca “Theatre, Dance and Performance Training” dergisinin “Online Training” sayısında da online tiyatro eğitimi hakkında birçok yönlendirici makale bulunuyor: https://www.tandfonline.com/toc/rtdp20/10/2
BeatbyBeat Press’in websitesinde ise ücretsiz çevrimiçi kaynakların ve iletişim platformlarının listelendiği bir sayfa mevcut: http://www.bbbpress.com/teaching-drama-online/