TİYATRO BOĞAZİÇİ YENİ OYUNUNDA, HAYATI BIR SIT-COM MANTIĞI İÇİNDE ALGILAMAYA ALIŞMIŞ GÜNÜMÜZ TOPLUM BİLİNÇLİLİĞİ İLE SEYİRCİNİN BİR ÇATIŞMA İÇERİSİNE GİRMESİNİ HEDEFLİYOR.

…Tiyatro Boğaziçi yaşadığımız ekonomik krize, kültürel erozyona, sanat alanında yaşanan deformasyona rağmen üretken kimliğini korumayı sürdürüyor… Oyunun rejisini üstlenenlerden biri olan Fırat Güllü’den öğrendiğimize göre, “Berber Hikayeleri”, Tiyatro Boğaziçi’nde geçen sene yapılan çalışmalarda öne çıkan oyunculuk sorunlarını aşmak üzere yazın yürütülen eğitim çalışmalarının bir ürünü. Dolayısıyla oyunun yapısı oyunculukları vurgulayacak biçimde kurgulanmış, genelde iki ya da üç kişilik ve tipleme özelliklerini öne çıkaran sahnelerden oluşuyor.

…Oyunda anlatılan ve zaman zaman iç içe geçen dört farklı hikaye, görsel-işitsel medyanın bombardımanı altında günden güne yok olan meddah/anlatı geleneğinin yaşamaya devam ettiği belki de son mekanlardan birisinde, bir berber dükkanında, Ustura Aziz’in dükkanında kesişiyor.

…Oyunda tutturulan oyunculuk düzeyi ve seyirci ile kurulan bağ, Tiyatro Boğaziçi’nin bu oyun için belirlediği hedeflere ulaşabildiğini gösteriyor. Oyunun işaret ettiği bir diğer nokta da amatör bir ruhla kotarılmış özenli bir çalışmanın, tiyatronun miyadını doldurmamış bir sanat dalı olduğunu gösterebileceği. Salonda sıcak ve düzeyli atmosferi tiyatrodan başka bir alanda, hele hele televizyon dizilerinde yakalayabilmemiz gerçekten mümkün görünmüyor…