BALKANLAR’DAN GELEN GAYDA KARDEŞLİĞİ
Eskiden Balkanlar’dan bize hep soğuk hava dalgaları gelirdi, hâlâ da kesilmiş değil bu. Ülkenin hava durumu hakkında Balkanların etkisi tartışılmadığı gibi, bir süredir de bu ülkeye Balkanlardan müzikler de geliyor… Önce Balkan orkestraları akın etti ülke sınırlarına, Taraf de Haidouks, Gogol Bordello, Koçani Orkestar derken, ardından Shantel geldi, büyük ihtimalle hâlâ da burda.
Bu Balkan müziği kervanına en son eklenen ise, Gayda İstanbul… Son derken aslında yeni bir grup değil Gayda İstanbul. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu içindeki Kardeş Türküler projesinde edinilen deneyimlerin bir uzantısı niteliği taşıyor. Kardeş Türküler’de, bu ülke coğrafyası içinde yaşayan tüm toplumların kendi dillerinde müzikleri söylenirken, Gayda İstanbul’la bu defa olarak Balkan topraklarına yöneliyorlar. Grup, bir süreden bu yana yaptıkları çalışmaları müzikseverlerin beğenisine sunmak için, ilk defa bu akşam Balans’ta sahneye çıkıyor.
Tevfik Çekiç, Ayhan Akkaya, Onur Başkurt, Basri Özkaraağaç, Fehmiye Çelik, Şükrü Tırkış ve Deniz Demirtaş Gayda İstanbul’da yer alan müzisyenlerden. Ekibin bir kısmı Kardeş Türküler’den olsa da, bir kısmı ilk defa böyle bir projenin içinde yer alıyor. Lokal bir çalışma Gayda İstanbul, daha ziyade Balkanları kapsayan, Trakya’yı da içine alan ve İstanbul’da yaşayan halkların; Arnavutların, Boşnakların, Çingenelerin, Makedonların müziklerini içine katan bir çalışma.
“Kardeş Türküler’de Kürtçe, Ermenice, Türkçe, Rumca, Arapça… her dilden şarkılar söylüyoruz; ama bu kültürlerin üzerinde derinleşmek lazım. Her biri derya deniz… Balkan halkları ve Trakya-Rumeli coğrafyası çok büyük göçler yaşamış ve bu göçler, kısmen de olsa bugün hâlâ devam ediyor. O halkların şarkıları üzerinden bir konser çalışması bu.” diyen Fehmiye Çelik, Gayda İstanbul’u aslında bir konser projesi olarak tanımlasa da çalışmanın devamının gelip gelmeyeceğini belirlemek dinleyicilere kalıyor aslında. Kimse tam olarak ne olacağını bilmiyor. “Nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımızı biz de merak ediyoruz. Çünkü bu ülkede çok sayıda Boşnak, Arnavut, Roman vs yaşamakla birlikte, çokkültürcü bir anlayışla Rumeli-Balkan-Çingene müzikleri, kendi dillerinde çokça icra edilen müzikler değil. Gerçi, son dönemde, bu alanda ortaya konan çalışmaların sayısı umut verici bir biçimde artıyor. Yine mesela, Roman müzisyenler öncülüğünde bazı çalışmalar yapılıyor ki her biri kendi özelinde çok değerli çalışmalar; ancak Balkan-Trakya-Çingene karakteri ne kadar işin içine giriyor, belki o noktalar biraz tartışılabilir. Çokkültürlülüğün hayatımıza işlemesi gerekiyor artık.” diyor grup üyeleri. Ayhan Akkaya, sohbete şöyle devam ediyor: “Kardeş Türküler konserlerinde, her bir kültürü, her bir inancı tek bir şarkıyla örnekleyince bu bazen yeterli olamayabiliyor. Bu alanlarda ayrı ayrı derinleşmek gerekiyor. Balkan müziğinin, bu ülkede yaygın olarak dinlenip dinlenmemesi de bir yerden sonra çok önemli değil bizim için. Neticede bu insanlar var ve bu ülkede yaşıyorlar. Nasıl kendi yemeklerini, kendi kültürlerini getirmişlerse müziklerini de getiriyorlar. İşte biz, o müziklerin peşindeyiz.”
Gayda İstanbul’daki “Gayda” sözcüğü, duyanda ilk önce Balkanları değil de, daha çok İskoçya’yı çağrıştırıyor. Bizler, bu sazın Balkan müziğinde akordeon kadar, keman kadar çok yer almadığını düşünüyorduk; ama durum pek de öyle değilmiş: “Biz de öyle biliyorduk aslında; ama yaptığımız araştırmalar sonrasında anladık ki gayda, bir dönem Balkanlarda da kullanılmış bir müzik aleti. Hatta terminolojiye de o kadar yerleşmiş ki, “gayda ya da kayde tutturmak” gibi sözler, şarkı söylemek olarak da kullanılmaya başlanmış.” diyorlar
Gayda İstanbul’u, bu akşam verilecek konserin ardından bir dizi konser programı bekliyor. Ayhan Akkaya programı şöyle anlatıyor. “Bu konser bizim için final değil, başlangıç. İlk konserimizi verecek, ardından Bursa’ya, oradan da Ankara’ya gideceğiz. Üniversite konserlerimiz olacak. Daha sonra da Balkanlara gitmeyi planlıyoruz. Ne kadar çok konser versek ve ne kadar çok Balkan müzisyeni ile çalışsak bu proje için o kadar faydalı olacağı görüşündeyiz.”