Bu sonbahar Amerikan Nükleer Düzenleme Komisyonu (NDR), ABD’nin en büyük nükleer enerji şirketi Exelon’un başvurusunu onaylayıp onaylamayacağına karar verecek. Exelon, Champaign’in yaklaşık 40 mil batısında yer alan Clinton tesisindeki mevcut reaktöre bir ya da iki tane daha reaktör ilave etmek için izin istemişti. Birçok kişi NDR’ın onay vereceğini düşünüyor.
Uzun yıllardan sonra yeni bir nükleer reaktörün inşa edilmesiyle, ABD nükleer sanayi şeytanın bacağını kırmış olacak. 1960’lar ve 1970’de onlarca reaktör inşa edilmiş, ardından, yeni reaktör siparişleri 1978’de kesilmişti. Reaktör yapmanın ve çalıştırmanın yüksek maliyeti ve buna ek olarak radyasyon dozları ve etkileriyle ilgili kaygılar yüzünden yeni reaktörlere aniden yüz çevrilmişti.
Exelon, yeni reaktörlerin yüzde 100 güvenli olduğunu iddia ediyor, NCR da bu konuda hemfikir. Her ikisi de esaslı karşı delillere gözlerini kapıyorlar. Şu an ki Clinton reaktörü, 1987’de açıldıktan sonra, yaşadığı bir dizi mekanik sorun neticesinde 1990’ların ortasında yaklaşık üç yıl kapalı kalmıştı. Mekanik sorunlar, özellikle reaktör yaşlandığı için sorun olmaya devam ediyor.
Clinton rutin olarak, İyodin-131, Sezyum-137 ve Stronsiyum-90 da dahil olmak üzere 100’den fazla radyoaktif kimyasal çıkarmakta. Bu toksik kimyasal karışım, 1950’ler ve 1960’larda ABD çevresini kirleten atom bombası denemelerinden yayılan serpintilerin aynısı. İnsanlar nefes alırken, yerken ve içerken bu radyoaktif kimyasallara maruz kalıyorlar.
Her bir kimyasal insan vücudu üzerinde farklı bir etkiye sahiptir. İyodin-131 tiroit bezine saldırır. Sezyum-137 yumuşak dokularda yayılır. Stronsiyum-90 dişlerde ve kemiklerde kendisine yer bulur. Radyasyon ve Halk Sağlığı Projesi tarafından yürütülmekte olan “Tooth Fairy Project”de (bu projeyle bebeklerin düşen dişleri toplanıp incelenmektedir- ç.n.), ABD’deki bir dizi nükleer santralin yakınında yaşayan çocukların dişlerinde yüksek seviyelerde Stronsiyum-90 bulunmuştur.
Clinton’ın doğusunda 60 millik mesafe içerisinde dört kasaba var: DeWitt, Piatt, Champaign ve Vermilion. Hâkim rüzgâr doğrultusundaki bu dört kasabada 300.000 insan yaşıyor ve bu yerleşim yerleri Clinton reaktörünün radyasyon emisyonlarından en yüksek zararı görme riskini taşıyor.
Özellikle bu kasabalarda her yıl doğan 4000 bebek yüksek risk altında. Radyasyondan en fazla onlar etkileniyor çünkü bağışıklık sistemleri daha tam gelişmemiş.
Sağlık Bakanlığının resmi istatistikleri, Clinton’ın kapandığı 1990 ortalarında bebek ölümünün neredeyse yarıya düştüğünü, reaktör yeniden faaliyete geçtiğinde ise arttığını göstermektedir:
-
1993-1995 (reaktör çalışırken) – 108 ölü (3 yılda)
-
1996-1998 (reaktör kapalıyken) – 65 ölü (3 yılda)
-
1999-2001 (reaktör çalışırken) – 119 ölü (3 yılda)
Bu şu anlama geliyor: mevcut Clinton reaktörü çalışırken daha fazla çocuk ölüyor, çalışmadığında ise daha az çocuk ölüyor. Aynı olgu diğer ABD nükleer santrallerinin civarında da yaşanıyor. Dolayısıyla bir ya da daha fazla reaktörün eklenmesi yöredeki bebekleri daha büyük risk altına sokacaktır.
Orta İllinois’te yeni reaktör inşa etmenin gündeme getirdiği başka sağlık ve güvenlik sorunları da var.
-
Birincisi, Three Mile Island ve Çernobil’de olduğu gibi rektörün çekirdeğindeki bir erimenin yıkıcı sonucu. Havaya ve suya karışan zehirli kimyasallar, binlerce insanın ölmesine ya da hastalanmasına neden olacaktır.
-
Yüksek derecede radyoaktif atığın Clinton tesisindeki sürekli soğutulan derin sularda birikmeye devam etmesi de bir başka sorundur. Eğer soğutma başarısız olursa binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verecek feci bir kaza meydana gelecektir. Bu atıkların kalıcı olarak Nevada’ya gönderilmesine dair teklifin kendisi sorunlu olduğu için bunların gidebileceği başka bir yer yok. Yeni reaktörler ilave binlerce atık üretecek ve bölge halkının sağlığını tehlike altına sokacaktır.
-
Clinton’daki bir başka sağlık sorunu da terörist bir saldırının binlerce insanı ölümcül seviyelerde radyoaktiviteye maruz bırakabileceğidir. Ama insanların radyasyondan muzdarip olmaları için bir terörist saldırı zorunlu değildir, onlar zaten günlük olarak, reaktörün rutin faaliyetinden dolayı zehirli radyoaktif kimyasallara maruz kalıyorlar.
Clinton’da yeni reaktör inşaatı ihtiyatsız bir halk sağlığı politikasıdır. Sanayi ve hükümet görevlileri, İllinois halkına elektrik sağlamak için güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi veya doğal gaz gibi daha güvenli başka seçenekler aramalıdırlar.
Notlar
Bu yazı Kanser Önleme Koalisyonu’nun web sitesinden alınmıştır. Bu makale orijinal olarak Illinois Champaign’de çıkan The News-Gazette gazetesinin 15 Ocak 2006 tarihli sayısında More Nuclear Reactors A Public Health Threat başlığıyla yayınlanmıştır.
Joseph Mangano, MPH MBA, New York City’deki Radyasyon ve Halk Sağlığı Projesi’nin Ulusal Koordinatörüdür ( www.rphp.org ) . Samuel Epstein, MD, İllinois Üniversitesi Chicago Halk Sağlığı Okulu’nda emeritus profesördür ve Kanser Önleme Koalisyonu’nun ( www.preventcancer.com ) başkanlığını yürütmektedir.