17 Ekim – 4 Kasım kültür-sanat gündemi değerlendirmesinde sansür, engelleme ve yasaklama haberleri konuşuldu. Hürriyet Gazetesi’nde yapılan toplu işten çıkarmalar ve Suriye Harekatı sonrası sanatçıların tavrı tartışma konusu olurken, Antalya Altın Portakal Film Festivali sonrası yapılan tartışmalar da gündemler arasındaydı. Yapılan tartışmanın haber akışına buradan ulaşabilirsiniz.

Hürriyet Gazetesi’nde İşten Çıkarmalar

Doğan Grubu tarafından 2018 yılı içerisinde Demirören Grubu’na devredilen Hürriyet’te 40’ın üzerinde çalışanın işine son verildi. Hürriyet’in işten çıkarmalarla ilgili herhangi bir kurumsal açıklama yapmadığı biliniyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyelerinden 43’ünün işten çıkartıldığını duyurdu. İşten çıkarıldıkları bilgisinin muhataplara doğrudan aktarılmaması, çalışanlara mektup yoluyla tebligat yapılması veya çalışanların e-posta ile bilgisayar hesaplarına girememeleriyle işten çıkarıldıklarını anlamaları tartışma yarattı ve tepki topladı. Bu olaylar sonrasında Gülse Birsel, Ayşe Arman ve Naim Dilmener gibi isimler de Hürriyet’ten istifa ettiklerini duyurdular. Bütün gelişmelerin ardından toplu işten çıkarmalar sebebiyle istifa eden Vahap Munyar’ın yerine Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeliği görevine Ahmet Hakan getirildi. Gazetelerde bağımsız habercilik alanının gittikçe kısıtlandığı bu dönemde Hürriyet’in nasıl bir yayın politikası uygulayacağı ve işten çıkarılan gazetecilerin hak mücadelesinin nasıl devam edeceği ise merak konusu.

Suriye Harekatı Sonrası

TSK’nın Kuzey Suriye’deki Kürt bölgesine (Rojava) yönelik askeri harekâtını sonlandırmasının ardından sanat çevrelerinin konu hakkındaki yorumları tekrar gündeme geldi. Contemporary İstanbul yönetim kurulu başkanı Ali Güreli, kurumsal adres üzerinden kültür-sanat kamuoyuna yolladığı harekâtı destekleyen açıklamaları nedeniyle özür diledi. Güreli, 14 Ekim tarihli ilk mektubunda, medya mensubu, sanatçı ve koleksiyonerleri Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili uluslararası medyada yer alan sahte haberlere inanmamaları için uyaran bir mesaj iletmişti. Mektup Contemporary İstanbul kurumsal iletişim adresiyle iletilirken “operasyon sebebiyle Türkiye ekonomisinin kötü etkilenmeyeceği, ekonomik göstergelerin sanat piyasasına olumlu yansımalarının olmasının beklendiği” görüşüyle sona erdiriliyordu. Mektup üzerine uluslarası kültür-sanat eleştirmenlerinin de olumsuz mesajlar yayınladığı görüldü. Güreli harekâtın bitirilmesinin ardından duygularına yenik düşerek yaptığı açıklamadan dolayı özür dilediğini belirtti.

Harekatın bitilmesine yakın bir vakitte Ciwan Haco uzun süredir politik konularda sürdürdüğü sessizliğini bozarak Rojava için dünyaca ünlü müzisyenlere çağrıda bulundu. Harekât başlangıcında Şiwan Perwer de harekâta üzülerek karşı çıktığını belirten bir video yayınlamıştı. “Biz size ne yaptık, saldırıyorsunuz. Sizin devletinizi kuran biziz. Yazık değil mi ırkçılar, zalimler. Direneceğiz, en son kalan kişiye kadar direneceğiz. Kürdistan’ı size bırakmayacağız” ifadelerini kullandığı videonun kamuoyunda yankı bulmadığı belirtilebilir.

Sansür, Engelleme, Yasaklama Haberleri

Üsküdar Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdür Yardımcısı Cihat Türkmen, Salacak sahilindeki 29 Ekim etkinliklerini hedef aldı. Türkmen, sahnede sergilenen kadın ve erkek çiftlerden oluşan “Cumhuriyet Valsi”ni “Kabe toprağı, ulu rüyayı görenlerin şehri Üsküdar’a ihanet” olarak yorumladı.

11 Temmuz 2019’da CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Faruk Bildirici’nin RTÜK üyeliği sonlandırıldı. Bildirici, göreve geldiğinden beri kurumun karar alma süreçlerini ve bağımsızlıktan uzak uygulamalarını kamuoyuna duyurmaktaydı. Bildirici kamuoyuna yönelik bir duyurusunda, şiddeti özendiren yapımların RTÜK’ün kurul toplantısında gündeme alınmasına rağmen bazı televizyon kanallarının RTÜK tarafından korunduğunu, kadına yönelik şiddet konusunda RTÜK’ün tek bir yaptırımı olmadığını belirtmişti. RTÜK’ün Faruk Bildirici’nin üyeliğinin düşürülmesi hakkında yaptığı açıklamada Bildirici’nin “siyasi olarak bir partiyle arasına mesafe koyamaması ve bağımsızlığını yitirmesi” yer alıyor.

Altın Portakal Film Festivali

Ulusal Yarışma kategorilerine iki yıl aradan sonra yeniden kavuşan 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Ali Özel’in ilk uzun metrajlısı olan Bozkır, En İyi Film dâhil 10 dalda 11 ödüle layık görüldü. Zeki Demirkubuz’un başkanlık yaptığı jürinin, eleştirmenler ve festivalde izleyiciler tarafından beğenilmeyen, hatta festivalde yarışmaya alınması bile sorgulanan filme 11 ödül verip diğer filmleri ağırlıklı olarak görmezden gelmesi tartışma yarattı. Saygın festivallerde eşine pek rastlanmayan bu durumun tepkiye yol açtığı söylenebilir. Bu tartışmaların gölgesinde devam eden bir diğer konu ise sinema sektöründeki vasatlık tartışması. Altın Portakal’ın Türkiye sinemasının güncel durumunu gösteren bir yer olduğu düşünüldüğünde Türkiye sinemasının içerik üretimi, estetik ve değerlendirme kriterleri anlamında ciddi bir kriz yaşadığı görülebilir.