“Bir arkadaşım şiddet uygulayan bir erkekle birlikte; ne yapacağımı bilmiyorum”

 

Birkaç gün önce bir arkadaşım aradı: “Caro, kız kardeşimin bir arkadaşı kendisine şiddet uygulayan bir erkekle beraber; ne yapacağımı bilmiyorum.” Bunun üzerine kendi kendime dedim ki bu konudaki tavsiyelerimi yazıp paylaşmak faydalı olabilir!

İşte bazı faydalı tavsiyeler!

Yapılacak ilk şey: kendinize dikkat edin. Mağdur[1] özellikle bir yakınımız ise onun sözlerini dinlemek zordur. Konuşurken molalar verin; size yardımcı olabilecek başka insanlara bu konudan bahsedin; sizi bunaltmaması için duygularınızı takip edin.

Akılda tutulması gereken ikinci kural şudur: mağdurun yerine asla karar alamazsınız. Bu durum bazen çok sinir bozucu olabilir çünkü onu içinde bulunduğu şiddet ortamından çıkması için zorlamak istersiniz. Oysa onun ritmine ve tercihlerine saygı duymanız gerekir. Onun yerine harekete geçer, onu bir şeyler yapmaya zorlarsanız onun özerkliğini ve harekete geçme kapasitesini sorgulamış olursunuz. Ve böylece siz de –tıpkı şiddet uygulayan partnerinin yaptığı gibi- onu değersizleştirmiş ve çocuk yerine koymuş olursunuz. Mağdurun onay vermediği halde sizin harekete geçebileceğiniz tek durum onun ya da çocuklarının ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünmenizdir. Bu durumda polisi (155)[2] arayınız.

Bu durumda; 1- Kendimize dikkat ediyoruz. 2- Nedenini anlamasak da mağdurun seçimlerine saygı duyuyoruz. 

Sonrasında ne yapıyoruz? Konuşuyoruz, tartışıyoruz, fikir alışverişinde bulunuyoruz, onu dinliyoruz.  Arkadaşımızın yaşadığı şeyin çiftler arasındaki bir kriz ya da gelip geçici bir kavga değil şiddet olduğunu göstermeye çalışıyoruz.

Ona çiftler arası anlaşmazlık (bu durum pek çok çift arasında yaşanır ve bir suç değildir) ile şiddet (işte bu suçtur) arasındaki farkı anlatabilirsiniz. Bu videoyu[3] izleyebilirsiniz (Bu video için Ernestine Ronai’ye teşekkürler).

Ek olarak, şiddet mekanizmalarını tersine çevirebilirsiniz. Bu mekanizmalar neler mi? Bunlar, şiddet uygulayan bir erkeğin pek çok şiddet hikâyesinde karşımıza çıkan davranışlarıdır.

 

Bunları birer birer tersine çevirin. Kadını yalnızlaştırıyorsa, onunla iletişim halinde kalın. Onu değersizleştiriyorsa kendisini değerli hissetmesini sağlayın (Ona “çok güçlü olduğunu düşünüyorum” diyebilirsiniz). Erkek, kadının hatası nedeniyle şiddetin gerçekleştiğine onu inandıracaktır. Her şeyi yerli yerine koyun: Şiddetin sorumlusu hakaret eden, bağıran, döven, tehdit eden, aşağılayan ya da tecavüz edendir. Mağdurun kendisi değildir. Erkek kadını korkutmuştur. Onu rahatlatın! (“Ben senin için buradayım, kanunlar da senin tarafında.”) İdeal erkek, kusursuz damat görüntüsü vererek suçlanmaktan kaçmaya çalışacaktır: Aptal olmadığınızı gösterin.

 

Ayrıca onunla çiftlerdeki şiddet döngüsü üzerine konuşabilirsiniz. Pek çok aile içi şiddet hikayesinde bu döngünün tekrarlandığını görürüz. Bu durum genellikle gerilimin yükselmesiyle başlar (bağırmalar, aşağılamalar); sonrasında eyleme geçiş (dövme, cinsel saldırı, tecavüz) şeklini alacak bir “kriz” anı gelir, ardından inkar ve karşı tarafı suçlama aşamasına geçilir. Daha sonra da “balayı” dediğimiz evreye girer; bu, şiddetin yoğunluğunun azaldığı ve mağdurun “her şeyin normale döndüğünü” sandığı evredir. Bazen “…. ile ilk günlerdeki gibiyiz” dendiğini de duyarız. Bu “balayı” evresinde mağdur her zaman destek almaya uygun değildir.  Buna saygı gösterin. Birkaç gün bekleyin, sonra onunla tekrar buluşun.

Çiftlerdeki şiddet döngüsü: Balayı – Gerilimin yükselmesi – Kriz – İnkar ve karşı tarafı suçlama

 

Arkadaşınıza şiddetin mekanizmalarını ve çiftlerdeki şiddet döngüsünü anlatmakta tereddüt etmeyin. Elinize bir kağıt alın ve şemayı çizin. Bu bilginin aktarıldığı şiddet gören bir kadın bu döngüyü kırmada daha güçlü olacaktır.

Genellikle, sanki uyguladığım bir tavsiyeymiş gibi anlatırım: “Biliyor musun geçen gün bana bir şeyden bahsettiler, senin de ilgini çekebilir diye düşündüm.” O noktada, şiddet mekanizmalarını anlatmaya başlarım. Vakaların neredeyse tamamında mağdur kendini tanıyacaktır ve bir sorun olduğunun ayırdına varacaktır.

Ayrıca arkadaşınızı ona yardım edebilecek meslek mensuplarına yönlendirebilirsiniz.[4]

İşte  #NousToutes tarafından oluşturulan elinizin altında tutabileceğiniz bir bilgi notu.

Ve son olarak tek başınıza kalmayın. Şiddete son vermek için 23 Kasım Cumartesi günkü yürüyüşümüze gelin.[5] Bize katılmak için http://noustoutes.org’a kaydolun.

 

 

 * Yazarın izniyle çevrilip yayımlanmıştır. Metnin orijinali için bkz.: https://blogs.mediapart.fr/carolinedehaas/blog/220919/une-amie-est-avec-un-mec-violent-je-ne-sais-pas-quoi-faire

Yazının ve görsellerin çevirisinde şiddete uğradığımızda başvurulacak kurum isimlerinin geçtiği yerlerde Türkiyeli okuyucuya yönelik bilgiler verilmiştir. Yazının içindeki görseller Ezgi Karadayı tarafından hazırlanmıştır. (ç.n.)

[1] Yazar Fransızca victime kelimesini kullandığı için Türkçeye mağdur olarak çevrilmiştir. (ç.n.)

[2] Fransa’da polise 17 numarası üzerinden ulaşılır. Orijinal metne sadık kalınmayarak Türkiye’de bu durumda aranması gereken numara olan 155’e referans verilmiştir. (ç.n.)

[3] Çiftler arasında yaşanan anlaşmazlık ile şiddet arasındaki fark © Nous Toutes https://www.youtube.com/watch?v=M7geE8M6Itk

[4] Türkiye’de şiddete uğradığınızda destek almak için başvurulabilecek kurumlar listesine bu link üzerinden ulaşabilir; Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ile de bağlantıya geçebilirsiniz.

[5] Burada bahsedilen Fransa’da Paris’te 23 Kasım 2019’da #NousToutes tarafından düzenlenen yürüyüştür. Fransa’daki cinsel, cinsiyetçi şiddete ve kadın cinayetlerine (kadınkırım) karşı düzenlenmiştir. Grubun yürüyüşü tanıttığı sayfası için bkz: https://www.noustoutes.org/nous-connaitre/#appel-2019