Kültür-Sanat Çalışma Komisyonu 30 Ağustos – 14 Eylül tarihleri arasındaki kültür-sanat alanında yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği çalışmada pandemi ve kültürel etkinliklerin son durumu, sanatçı kayıpları ve sonrasında yaşananlar ve yayıncılık alanlardaki gelişmeler değerlendirildi. İlgili haber akışına buradan ulaşabilirsiniz.

Pandemi ve Kültürel Etkinlikler

Tiyatrolar ve tiyatro yapıları sezonu açarken salonları tam kapasite açabilmek için aşı kartı ve negatif PCR testi zorunluluğu ile girilen tiyatro salonlarına eksik kapasite ile seyirci alınmasına son verilmesini talep etmişti. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı 6 Eylül 2021 tarihinden itibaren seyircilerin aşı olduğu ya da son 48 saat içinde negatif PCR test sonucunu getirmiş olduğu takdirde salonların tam kapasite doldurulabileceği yanıtını verdi. Salonlar tam kapasite ile çalışmaya başlasa da salonlara girişte aşı kartları ve PCR test sonuçlarının kontrol edilip edilmediğinin nasıl denetleneceğine dair bir düzenleme henüz yok. Bir yandan salonlar tam kapasite ile açılabiliyor olsa da seyirci tam kapasite dolu bir tiyatro salonunda bir oyun izlemek istemeyebilir. Örneğin Moda Sahnesi salonunu %75 kapasite ile açacağını duyurdu. Bunun yanı sıra sanatçılar, organizasyon şirketleri, festivaller ve sanat kurumları 6 Eylül 2021 tarihinde sosyal medyadan #sanaticinasi kampanyası başlattı. Tiyatro seyircisinin aşı olmasında bu çağrının ne kadar etkili olduğunu anlamak için henüz erken olsa da aşılama oranının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tiyatro salonlarının tam kapasite ile açılmasına izin vermesi için yeterli olmadığı, sanatın ve sanatçıların korunması için alması gereken inisiyatifi üzerine almadığı gözlemlenebilir. Belli izinler verilse de tiyatronun hayattan soyutlanamayacağı, bir tiyatro seyircisinin tiyatroya gelirken kullandığı toplu taşıma aracından PCR testi kontrolüne kadar belli denetimlerin yapılması gerektiği ortada.  Bakanlık salonların tam kapasite kullanılmasına izin vererek üzerine düşeni yapmış gibi görünse de sorumluluğu fazlasıyla sanatçılara bırakmaktadır. Tam kapasite açılamayan salonların ya da aşılama oranları nedeniyle pandemi öncesi seviyesinde olmayan salon doluluk oranlarının sanat kurumlarına maddi sıkıntı yaratacağını tahmin etmek zor değil. Sanatçılar ve sanat yapıları pandemi sürecinde bu anlamda sistematik bir destekten mahrum bırakıldığını hali hazırda tartışırken, pandemi döneminde ekonomik anlamda büyük zorluk yaşayan sanatçıların önümüzdeki dönemlerde de zorlanacağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin önümüzdeki sene %29 azalacağı haberi ile görülmüş oldu. Diyanet İşleri Bakanlığı bütçesi önümüzdeki sene %24 artacakken 2021 yılında 6 milyar 826 milyon TL olan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin 2022 yılında 4,8 milyar TL, 2023 yılında 5,3 milyar TL, 2024 yılında 5,8 milyar TL olacağı öngörülüyor. Bütün veriler derlendiğinde kültür-sanat alanının pandemi döneminde kendi kaderine terk edildiği ve edilmeye devam edileceği görülüyor. Bu bütçe öngörüsünün, ekonomik krizin yükünü kültür sanat alanına yüklediğini söylemek yanlış olmaz. Sanatçıların ve sanat kurumlarının bu plan yürürlüğe girmeden itirazlarını güçlü bir şekilde dile getirmesi elzem duruyor.

Sanat Dünyasından Kayıplar

Türkiye’de politik tiyatronun ustalarından Ferhan Şensoy 31 Ağustos 2021 günü hayatını kaybetti. Ses Tiyatrosu’nda düzenlenen cenaze töreninde Cihat Tamer “70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ona rağmen 70 senedir inadına tiyatro yapıyoruz. Ferhan da inadına tiyatro yaptı. Ferhan başka bir insandı yazdıklarıyla çizdikleriyle. Şimdi o Rasim’ine kavuştu. Münir Ağabey’ine, Erol Ağabey’ine kavuştu. Hep birlikte orada bir meyhanede kafayı çekiyorlardır. Unutulmayacaksın Ferhan.” şeklinde konuştu. Bunun üzerine Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu “Bizi zorla sahaya çağırma.” diyerek Cihat Tamer’i tehdit etti. Cihat Tamer’in fikir özgürlüğünü savunması üzerine Yeni Akit gazetesinde çıkan başka bir haberde ise sanatçının AK Partili belediyelerin desteği ile oyunlarını çıkardığı belirtildi. Gazetede çıkan haberin AK Partili belediyelere Cihat Tamer’in oyunlarını desteklememeleri konusunda bir uyarı niteliği taşıdığı söylenebilir. Belediyelerin kendi görüşünü paylaşmayan sanatçıları desteklememesi gerektiği düşüncesinin sürdürülmesi ise yeni değil.

Ferhan Şensoy’un ardından kısa bir süre sonra Yunanistanlı müzisyen Mikis Theodorakis’in 96 yaşında hayata gözlerini yumduğu haberi duyuldu. Theodorakis’in vefat haberi sevenlerini, Yunanistan’ı ve müzik tutkunlarını yasa boğdu. Hatta Yunanistan’da 3 günlük yas ilan edildi. Ferhan Şensoy ve Mikis Theodorakis gibi muhalif kimlikleri ve politik sanat üretimleri ile tanınan iki sanatçının ölümünün ardından verilen resmi tepkilerin birbirinden bu kadar ayrışması dikkat çekiyor.

Yayıncılık

Recep Tayyip Erdoğan’ın yazdığı Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabının internet satış ve ve perakende satış fiyatı arasında büyük bir fark olması sabit fiyat tartışmalarını tekrar gündeme taşıdı. Konunun yakın zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ele alınması planlanıyor. Sabit fiyat uygulaması yayıncının perakende satış fiyatını belirlemesi ve perakende satışçıların bir kitabı yayınevinin belirlediği rakamdan satması anlamına geliyor. Bu uygulama küçük yayınevlerini özellikle internet üzerinden satış yapan şirketlere karşı koruyor. Ekonominin mevcut durumu göz önünde bulundurulduğunda sabit fiyat uygulamasının kitap satış oranlarını kısa vadede ne kadar arttıracağı şüpheli görünüyor. Bunun yanında elektronik kitap formatında okuma oranının son yıllarda artışta olduğu söylenebilir fakat sahaflara ilgi de azalmıyor. Çevrimiçi satış yapan sahaflar hala ilgi görüyor. Bu durumun kitapların bir tür koleksiyon ya da nostalji öznesi olarak görüldüklerinden kaynaklandığı iddia edilebilir. Ayrıca baskısı tükenen ya da dijitalleşmeyen eserler de konu hakkında derinleşmek isteyenlerin sahaflara yönelmesini sağlıyor.

Yayıncılık alanındaki bir diğer gelişme ise Alice Oseman’ın iki genç erkeğin aşkını anlattığı Kalp Çarpıntısı adlı çizgi roman serisinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından muzır yayın ilan edilmesi oldu. Bu karar sebebiyle Kalp Çarpıntısı serisinin internette satışı durduruldu, kitabevlerinde ise teşhir edilmesi yasaklandı. Seri kitabevlerinde sadece talep edilmesi durumunda okura satılacak. Yayınevinin açıklamasında muhalif bir karşı çıkış ifadesinin yer almaması ise serinin satışının tamamen durdurulma kararına karşı yayınevinin temkinli hareket etmesinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca sosyal medya ve haber sitelerinde kitap serisinin muzır yayın ilan edilmesi haberlerinin de serinin tanıtım işlevini üstlendiği söylenebilir.